SİMBİYOTİK ÖYKÜSÜ

SİMBİYOTİK ÖYKÜSÜ

Bir inovasyonu gerçekleştirebilmek için, inovasyonun ortaya çıkmasına sebep olan faktörlerin her birisinin sağlam bir temele oturması gerekir.  Bu da yetmez, ulaşılan her bir sonucun sorgulanması onlarca, yüzlerce deneyin yapılmasını gerektirir. Pek çok inovasyonun ortaya çıkması bir talebi karşılamak içindir.

Son yıllarda hastalıkların artmasının sebeplerinin en başında insanların metabolizmalarının verimli çalışmıyor olması gelmektedir.

 Bir insanın metabolizmasının verimli çalışabilmesi için insan vücudunda bulunması gereken enzim sayısı 3.200 kadar olup bu sayının kentsel alanlarda yaşayan insanlarda 600 kadar, kırsal alanlarda yaşayan insanlarda ise bu sayı 1.200 kadardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi için insan vücudunda bulunması gereken probiyotik çeşidi 1.000 kadar olup bu sayının kentsel alanlarda yaşayan insanlarda 65 – 70 çeşit kadar, kırsal alanlarda yaşayan insanlarda 100-120 çeşit kadardır.

 600C sıcaklığa ulaşan besinlerin yapısında bulunan proteinlerin yapısı bozulur. Enzimlerin ana gövdeleri proteinlerden oluşur. Pişirilmiş gıdalardan enzim desteği sağlanamaz.

 Sağlıklı yaşamak için bağırsaklarımızın mikrobiyatasının zenginleştirilmesi ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasını gerektirmektedir.  Vücudumuzdaki temel eksikliklerin giderilmesi için bir şeyler yapmak gerekirdi, SİMBİYOTİK üretme fikrinin ortaya çıkış sebebi tam da bu noktadır.  Eşimin Kimya Mühendisi olması, toprak ıslahı ile ilgili pek çok başarılı çalışmaya imza atmış olması işimizi kolaylaştırdı.

Konuyla ilgili pek çok kaynak taradık, yalnızca ülkemizde değil uluslararası literatürde de ortaya konulmuş araştırma sonuçları ile yaşam biçimlerinin örtüşmediğini gördük. İnsan bedeninde muhteşem bir ortak yaşam gerçekleştiğini, probiyotiklerin önemini, onlarsız sağlıklı bir yaşam sürdürmenin mümkün olmadığını gördük.

Ateşin bulunmasından sonra insanların doğru beslenmeden ne kadar uzaklaşıldığını fark edip beslenme yönetiminin tekrardan ele alınıp, doğru temeller üzerine bir beslenme yönetimi oluşturma gereğini duyduk. Geçtiğimiz yüz yılda endüstrinin insanların beslenme alışkanlıklarını orijinden ne kadar uzaklaştırdığını beslenme kalemlerini 70-80 çeşit bitki arasına sıkıştırdığını gözlemledik. Ülkemiz dünyanın ikinci zengin bitki varlığına sahip (Ülkemizde 16.000-18.000 bitki çeşidi bulunmakta olup bunun 3956’sı endemiktir, en az 12.000 çeşidi yenilebilir özelliktedir.) olmasına karşılık yeterince yararlanmak bir tarafa sahip olduğumuz çok büyük bir potansiyelin farkına vardık.    

2013 yılında evimizin bir odasını laboratuvar olarak düzenledik. Önce probiyotiklerin nasıl yakalanacağı, onların mono kültür haline nasıl getirileceği konusunda deneme yanılma yöntemiyle tecrübelerimiz oldu. Zamanla her bitkinin probiyotiği nasıl tuzaklanır, bitkileri parçalamaları için uygun ortam nasıl hazırlanır, birbirleriyle nasıl karıştırılır gibi konularda yoğun çalışmalarımız oldu. İlk bir yıl içerisinde 187 çeşit bitkinin probiyotiğini elde ettik. Her bir bitkiyi ayrı ayrı oksijensiz fermantasyon yöntemiyle parçalayıp onların yapısında bulunan prebiyotiklerle bitkilerin yapısını bozan probiyotikleri karıştırıp bir içecek oluşturduk.

Oluşturduğumuz içeceğe SİMBİYOTİK adını verip önce kendimiz içmeye başladık.  Birkaç gün üst üste simbiyotik içtiğimizde kendimizi zinde hissetmeye başladık. Metabolizmamızın verimli çalıştığını, vücut direncimizin arttığını, bağışıklık sistemimizin güçlendiğini fark ettik. Ürettiğimiz ürün patates, soğan, sarımsak, salatalık, patlıcan, biber, alıç, elma gibi ürünlerin oksijensiz fermantasyonla parçalanmasıyla ve bağırsak koşullarında elde edildiği için zehirlenebileceğimiz algısı hiç oluşmadı. Ürettiğimiz ürünü sonra komşularımızla, kardeşlerimizle paylaştık. Aldığımız beğenile bizi biraz daha heyecanlandırdı. Yakın çevremizde SİMBİYOTİK içen insanların renklerinde gözlediğimiz değişiklikler, hasta olan insanların kan değerlerinin düzelmesi gibi gözlemlerimiz bizi biraz daha motive etti. 

2015 yılında bakanlıkça pozitif kabul edilen 567 bitkiye ulaştık. Ürünün tanımlamasını yapıp patent başvurusunda bulunduk. Patenti aldıktan sonra da ürünü ticari olarak satmaya karar verdik. KOSGEB Girişimcilik Kursuna katılıp katılımcı belgesi alıp 01 Ağustos 2017 tarihinde Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığından aldığımız izinle M&Y Simbiyotik Yıldız Koca Probiyotik merkezi ünvanı ile işyerimi açtım. Şu anda ulaştığımız bitki 736 olup, ilerleyen zamanlarda sayı artırılacaktır.

Sirke ikameleri ve Diğer damıtılmamış mayalı içecekler grubuna giren ürünümüzü önce internet üzerinde tanıttım. ‘’Her insanın tükettiği ürünün hangi aşamalardan geçerek üretildiğini bilme hakkı vardır.’’ Sloganıyla insanları iş yerimize davet ettik. Ziyaretimize gelen insanlara üretim alanımızı gezdirdik, beslenme yönetimi anlattık.  Satışlarımızı daha çok internet üzerinden gerçekleştiriyor olmakla birlikte 2018 yılında 1.500’den fazla ziyaretçimiz oldu.

27 Ekim 2017 Tarihinde, eşimin 1065 çeşit Probiyotik Turşu rekoru işletmemize ayrı bir dinamizm getirmiş, işletmemin daha çok tanınmasını sağlamıştır.  2019 yılının daha verimli geçeceğini umut ediyor, şu an 1 kişi olan istihdamımızın yılsonunda 3’e çıkacağını umut ediyorum.

Yıldız KOCA

M&Y SİMBİYOTİK

Yıldız Koca Probiyotik Merkezi

0505 255 19 69

Altmışevler Mah. İncirli Caddesi. No: 36-42  Dinar/ Afyonkarahisar

DİĞER BLOG / DUYURU